İzmir’de yaşayan, uzunca bir süreden beri birbirini tanıyan, 99 Gölcük depremi başta olmak üzere çeşitli toplumsal sorunlar karşısında bir arada çözüm üretmeye çalışmış bir grup insanız. Hepiniz gibi Koronavirüs salgınının yıkıcı sonuçları ortaya çıkınca önce kendimize, sonra birbirimize “ne yapmalıyız?” sorusunu yönelttik. Bir arkadaşımızın kaleme aldığı tartışma metni ekseninde kısa bir görüş alışverişi gerçekleştirdik. Bizi yönetenler tarafından kolayca gözden çıkarabileceğimizi, salgın sürecinin yol açtığı sorunları ve sonrasında gelecek olan ekonomik yıkımın olumsuz etkilerini ancak toplumsal dayanışma ile aşabileceğimizi, bu dayanışmanın farklı ölçeklerde kurulan yerel ağların birbirine bağlanmasıyla oluşabileceğini biliyoruz. Bu düşüncelerden hareketle, gönüllü dayanışma ağlarıyla yerel yönetimler arasında koordinasyon yaratılması gerektiği sonucuna ulaştık.

İlk adım olarak, “İzmir’e ve Yerel Yönetimlere Çağrımız” başlıklı metni oluşturup eposta aracılığıyla imzaya açarken, eş zamanlı olarak, “İzmir Dayanışma Gönüllüleri” adıyla sosyal medya hesapları oluşturduk ve çağrımızı bu mecralarda yayımladık. Bu arada önümüze çıkan çeşitli sorunlara yönelik bazı girişimlerde bulunduk. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilişki kurduk; çağrıyı basın kuruluşlarına ulaştırdık; yerel yönetimle birlikte Güzeltepe’de gıda dağıtımı yaptık. “İzmir Dayanışma Gönüllüleri” web sitesiyle daha sağlıklı bir iletişimi hedefliyoruz.